Teknolojik gelişmeler ile ortaya çıkan akıllı kent uygulamaları, kentlerin değişim ve dönüşüme uğramasına neden oluyor. Yaşanan teknolojik gelişmelerin kentsel alanı etkilemesiyle toplumun yapısını oluşturan çocuklar için çocuk dostu akıllı kent projeleri oluşturulmalı.
Hazırlayan: Merve Dilmeç ve Gökçe Baydar
Yayın Tarihi: 19.05.2024
Kentlerin canlı, üretken ve yenilikçi olmasıyla beraber nüfusun yoğunlaşması kent toplumunun çeşitli sorunlarla karşılaşmasına neden oluyor. Artan göç dalgaları, altyapı eksiklikleri, çevre kirliliği, sağlık, enerji, çarpık kentleşme ve toplu taşıma sorunları kent yaşamını zorlaştırıyor. Kentlerde yaşanan bu sorunlar sadece fiziksel çevreyi değil, aynı zamanda insanların yaşam kalitesini de etkiliyor. Ayrıca kent toplumunu oluşturan özel, kamu sektörü, bireysel ve örgütsel yaşam var olan yapıları etkiliyor. Toplumlar kentlerde yaşanan bu tür sorunların çözümlerini bulmaya odaklanıyor.
Teknolojide yaşanan hızlı gelişmelerle ortaya çıkan teknolojik araçlar ve araçların oluşturduğu etki geleceğe yönelik istihdam, güvenlik ve sağlık gibi konularda önemli tartışmaların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Bu tartışmalar, yaşamımızı kolaylaştıran teknolojik araçlar ve sistemlerin ortaya çıkmasını sağlayarak dijitalleşmeyi arttırıyor. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki bu gelişmeler kent hayatını, kültürünü, alışkanlıklarını, insanların istek ve beklentilerini değiştirip dönüştürüyor.
Kentlerin teknolojilerle donatılarak yönetilmesi, toplumlara bugün ve gelecek açısından önemli fırsatlar sunuyor. Akıllı şehirler, çevresel koşullar ve veri analizi gibi teknolojiler şehirleri kullanıcı dostu haline getiriyor. Ayrıca 2020 yılında başlayan pandemi süreci, kentsel alanda teknolojik uygulamaları yaygınlaştırıyor ve fiziksel mesafelerde önemli çözüm aracı olarak görülen akıllı uygulamaları ön plana çıkarıyor. Bu bağlamda bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler kentsel yaşamı kolaylaştırmada daha etkili ve sürdürülebilir akıllı kent yaklaşımını ortaya çıkarıyor.
Düzce Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Gör. Zekeriya Bilici ile Necmettin Erbakan Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Veysel Babahanoğlu’na ait
“Akıllı Kent Uygulamaları ve Konya Örneği”
adlı çalışmaya göre akıllı kent, kentsel hizmetlerin sunumunda bilgi teknolojilerinin kullanıldığı katılımcılığın teknoloji ile sağlandığı yenilikleri takip eden aktif biçimde öğrenen birey ve kurumların yer aldığı çevreci kentleri oluşturuyor.
Akıllı kentler, çeşitli teknolojik sistemlerin etkileşimini ve kentlerin yönetimini, hizmetini ve altyapısını en iyi şekilde kullanmayı amaçlıyor. Ayrıca ulaştırma, enerji, kentsel altyapıların ve şebekelerin insan müdahalesine gerek
duymadan kendini yönetme mantığına dayanan akıllı kent yaklaşımı, insanların yaşam standartlarında önemli ölçüde iyileşme sağlamayı hedefliyor. Bu yaklaşımın temelini kentlerdeki dönüşüm oluşturuyor. Ancak, bu dönüşümün kentin dokusuna uygun bir şekilde mevcut sistem ve altyapıyı değiştirmeden yapılması gerekiyor.
Akıllı kent uygulamaları arasında e-devlet ve özelde e- belediye projeleri yer alıyor. E-devlet hükümetlerin yenilikçi bilgi, iletişim teknolojilerine, özellikle web tabanlı internet uygulamalarına bireylerin kolayca erişmesini sağlıyor ve
insanların hizmet kalitesini artırıyor. Ayrıca e-devlet demokratik kurum ve süreçlere halkın katılımını sağlamak için birçok fırsat sunuyor. E-belediye projeleri ile belediyeler hizmetlerini dijitalleştirerek insanların etkileşimini kolaylaştırıyor bu sayede insanlar çevrimiçi vergi ödeme gibi hizmetlere hızlı ve etkili bir şekilde erişiyor.
Akıllı kent projeleri, kentsel alanda yaşanan nüfus artışıyla kent toplumunu oluşturan çocuklara ve yetişkinlere göre hareket etmeyi gündeme getiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, dünya nüfusunun yüzde 30’unu ve Türkiye nüfusunun yüzde 26,5’ini oluşturan çocukları kentlere yaklaştırmaya yönelik “çocuk dostu akıllı kent” gibi uygulamalar ortaya çıkıyor.
Kentsel alanda gerçekleşen teknolojik gelişmeler, akıllı kent uygulamaları ile çocuklar açısından kentlerin anlaşılmasına, yaşanılmasına ve geliştirilmesine katkı sağlıyor. Çocuk odaklı ele alındığında akıllı kentler veri olarak karar verme, farklı gurupların görünürlüğünü sağlama, iyiye ulaşma ve dahil etme açısından çocuklar için bazı fırsatlar sunuyor. Bu fırsatlar sayesinde teknolojik uygulamalar ve araçlara ulaşan çocuklar, kentin gündelik yaşamına, kentsel hizmetlere kolayca erişiyorlar. Ayrıca benzer şekilde geliştirilen öğrenme uygulamaları, çocuklar açısından mevcut eğitim sistemini destekleyerek alternatif öğrenme ortamları oluşturuyor.
Akıllı kent, kentte yaşayan çocukların haklarını önemseyen ve bu haklar üzerine kurulmuş yerleşim yerlerini kapsıyor. Çocuk dostu kent, kentsel alanda yaşamını sürdüren tüm çocukların ayrımcılığa maruz kalmadan bir araya geldikleri, toplumsal yapı içinde karşılaştıkları risklerden etkilenmedikleri fiziksel yaklaşımları temsil ediyor.
Giresun Üniversitesi’nden Doç. Dr. Levent Memiş’e ait “KENTLERİN ÇOCUKLARINDAN ÇOCUKLARIN KENTLERİNE: “ÇOCUK DOSTU AKILLI KENTLER” adlı çalışmada, çocuk dostu kentler; çocukların güvenli, keyifli, sorumlu ve dinamik şekilde büyümesi doğrultusunda kentin fiziksel ve sosyal çevresinin çocuğa yönelik düzenlendiği bir kent olarak ifade ediliyor. Kentlerin planlanması ve tasarlanmasında konut, okul ve açık alanlardan oluşan hizmetler ile doğal çevre dikkate alınarak kentler çocuk dostuna çevriliyor. Ayrıca çocuk dostu kent barınma, parklar, güvenlik, sağlık, temel hizmetler, hareketlilik, yaşanabilirlik ve eğitim başlıkları altında sıralanıyor.
Çocukların gelişiminde oyunun; eğlenme, yaşamı deneyimleme, sosyalleşme, hayal kurma, spor ve kuralları tanıma gibi etkileri bulunuyor. Bu çerçevede önem kazanan oyunlaştırma, farklı alanlarda öne çıkan bir yaklaşıma karşılık geliyor. Oyunların gerçek bağlamını vurgulayan oyunlaştırma; sağlık, eğitim enerji, su, atık yönetimi, toplu taşıma ve trafik gibi farklı konu ve alanlarda uygulanıyor. Oyunlar çocuklar için kendini iyi hissetme, öğrenme, katılım sağlama gibi çeşitli işlevleri yerine getiriyor.
Teknolojide yaşanan gelişmeler ile dijital oyunlar boş zamanların değerlendirilmesi açısından yeni imkanlar oluşturduğu gibi aynı zamanda öğrenme ve katılım imkanları da sağlıyor. Dolayısıyla ortaya çıkan yeni teknolojiler ve dijital uygulamalar kentlerin daha fazla oynanabilir olması için yeni fırsatlar sunuyor. Akıllı telefonlara indirilen sanal gerçeklik oyunları kent içerisinde yürüyerek etkileşime imkân tanıyor. Teknolojik donanımlardan oluşan yüz yüze uygulamalar, sosyal katılımı teşvik eden ve katılımcının yüzünü akıllı ekrana yansıtan bir kent ara yüzü olarak tanımlanıyor.
Oyunlaştırma, farklı alanlarda gerçek bağlamı vurgulayarak çocukların sağlık, eğitim, enerji, su, atık yönetimi, toplu taşıma ve trafik gibi farklı konu ve alanlarda öğrenme ve katılımını arttırıyor.
Dijital oyunlar aynı zamanda kaynakların yönetiminde, kentin planlanmasında kullanıcıların katılımını sağlayacak imkanlar sunuyor. Bu bağlamda dijital oyunlar akıllı kentlerin önemli bir parçası haline geliyor.
Teknolojik imkanların yaygınlık kazanmasıyla sanatsal faaliyetler de dönüşüm ve yeni bir boyut kazanmaya başlıyor. Teknoloji bir yandan var olan geleneksel yöntemleri dijitale dönüştürüyor, diğer taraftan da dijital ortamlarda yeni sanat ortamları oluşturuyor. Bu noktada resim sergileri sanal ortamda da gerçekleşiyor. Dijital heykel, sanal gerçeklik, müzik, animasyon ve internet sanatı gibi farklı sanat biçimleri gündeme geliyor. Bu da gelişen yeni uygulamaların, zaman ve mekân sınırlamasını ortadan kaldırarak kültür-sanat hizmetlerinin daha fazla çocuğa ulaşmasını sağlıyor.
Çocuk dostu kentlerde toplumun geleceğini ve bugününü oluşturan çocukların gelişimine, eğitimine, korunmasına, sosyal ve kültürel yaşamına odaklanılıyor. Yetişkinlerin tercihine bağlı olarak çocukların yaşadığı kentler, yaşam kalitesini arttırmayı amaçlıyor. Çocukların, akıllı telefon ve internet kullanım şekilleri çocuk dostu bir kentin temel unsurlarını belirliyor ve teknolojik yenilikler sunuyor. Bu sayede çocukların kentsel alandaki yaşamı temel olarak biçimleniyor.